İnternetin bu kadar hızlı gelişmesi ve insanlara yarar sağlaması tamamen içeriklerin ortaya çıkması ve onların kalitesi ile doğru orantılı bir şekilde işliyor. İçeriklerin yer almadığı, flash animasyonlarının ağırlıkta olduğu ve ilgi çekici görseller ile donatılmış internet sitelerinin internetin büyük bir kısmını oluşturduğunu bir düşünün. Bu durum sizce insanlığa ne kadar faydalı olabilirdi?
Google Aslında Tahmin Ettiğiniz Kadar Karışık Değil
Ünlü arama motorlarının aklında tek soru da aslında bundan ibaret diyebiliriz. Google’ın gelişim sürecinden günümüze kadar geliş hikayesine bakıldığı zaman sürekli olarak Google’ın kendisine “İnternet ne şekilde insanlara daha yararlı bir yer haline gelebilir?” sorusunu sorduğunu görüyoruz.
Arama motoru algoritmalarını da sadece bu kurala şekillendiren Google’ın arama sonuçlarında üst sıralarda yer alabilmek ise aslında tahmin ettiğiniz kadar kolay olmayabiliyor. Daha önce sizin hazırladığınız bir içeriğin benzerini bir başka internet sayfası hazırladıysa ne kadar içerik üretirseniz üretin internet sitenize bir katkı sağlayamazsınız.
Biz de Aynısı Yapmalıyız. Kesin Tutar!
Tutmayacak. İçeriklerinizi üretirken her zaman bu işin profesyonel bir şekilde yapılması gerektiğini ve tecrübenin önemli olduğunu hesaba katarak adımlar atmalısınız. Bir başka sayfada gördüğünüz ve benzerinin binlerce farklı sayfada olduğunu bildiğiniz bir içeriği üreterek insanlara fayda sağlayamazsınız. Google’da sizin bu tür içeriklerinizi yeteri kadar faydalı görmediği için üst sıralara taşımayabilir.
Her şeyden önce içeriklerinizin tamamen içinizden gelerek hazırlanması önemlidir. Yani siz öyle bir içerik hazırlayın ki, insanlar sizin içeriklerinizin reklamını kendileri üstlensinler. İçerikleriniz her ne konuda olursa olsun bu kuralı benimseyerek hareket ederseniz mutlaka bir süre sonra başarıya ulaşmaya sizler de başlayabilirsiniz.
Blog Sayfaları Bile Bizden Daha Üst Sıralarda Yer Alıyor Ne Yapacağız?
İçerik sağladığımız ve SEO çalışmalarını üstlendiğimiz müşteriler ile yaptığımız ilk görüşmelerde şuna yakın cümleler duyuyoruz; “İçeriklerimiz tamamen özgün hazırlanmıştı. Ancak aynı sektörde yer alan bir blog sayfasına sahip bir firma bile bizden üst sıralarda arama motorunda yer alıyor. Sizce ne yapmalıyız?”
İlk olarak blog sayfası diye adlandırdığınız ve sizin özenerek yarattığınız kurumsal internet sayfanızdan üst sıralara yerleşmeyi başarmış olan rakibinizi iyi bir şekilde analiz etmelisiniz. Bir internet sitesinin hangi yazılım kodları ile oluşturulduğu, görsel tasarımının ne kadar iyi olduğu ve içerisinde kaç adet içerik olduğunun bu tür durumlarda arama motorları tarafından pek fazla değeri yoktur. Belki o sizin beğenmediğiniz ve sadece tek bir sayfadan ibaret olan blog sayfasının içerisindeki 1 adet içerikte insanların işine yarayabilecek, ilgi çekici pek çok farklı detay yer alıyor olabilir.
“Aynısını Sana Yapsalar Hoşuna Gider mi?”
İlk önce içeriklerinizi “benzer” şekillerde değil, işinde uzmanlaşmış olan kişilere tamamen “orjinal” bir şekilde hazırlatmalısınız. Aklınızda ise her zaman “Bu içerik insanlara ne kadar fayda sağlayabilir?” ve “Ben olsaydım nasıl bir içerik ile karşılaşmak isterdim?”
Şeklinde sorular olmalıdır. İçerikleri tıpkı sizin gibi insanlar ile paylaşmanız gerektiğini unutmayın. O yüzden her zaman hedeflerinize kaliteli içerikler ile ulaşmaya çalışırken insanların vaktini almamaya ve onlara faydalı bilgileri “orjinal” bir dil ile sunmaya çalışın.
Umarız bizler de sizin vaktinizi boşa almadan sizlerin hayatında bu konuda ufak tefek değişiklikler yapabilecek birtakım bilgileri sunabilmişizdir. Yazımızı buraya kadar okuduysanız bunu başardığımızı düşünüyor ve içerikleriniz ile arama motorlarının basamaklarını birer birer kendinizden emin adımlar ile tırmanabilmenizi umut ediyoruz.